Kaçımız günümüzün büyük çoğunluğunu kaplayan işimizi sevgiyle yapıyoruz? Her sabah keyifle yapacağımız bir işe gidecek olmanın mutluluğuyla kalkıp, her akşam yaptığımız işle bu dünyada ihtiyaç duyulan bir boşluğu doldurmanın tatmini ve huzuruyla eve dönüyoruz?
Mutlaka aramızda sevdiği işi yapan ve Konfüçyüs’ün deyimiyle “hayatı boyunca çalışmak zorunda kalmayanlar” vardır. Ama ya diğerleri…
Peki bizler, yaptığımız bilinçli ya da bilinçsiz tercihlerle yirmi dört saatin en az üçte birini iş yerinde bir cenderede geçirenler ya da aynı süreçte zamanın nasıl geçtiğini anlamayanlar… Çocuklarımıza, öğrencilerimize kendi mesleklerini seçerken ne kadar özgürlük tanıyoruz? Sevdikleri işi yapabilmeleri için potansiyellerinin farkına varmalarına ve kendilerini gerçekleştirmelerine ne kadar rehberlik edebiliyoruz?
17 yıllık bir eğitimci ve son 10 yılını çoğunluğu zorlu bir sınav maratonundan çıkıp kendini üniversiteye zor atmış 18 yaşlarında gençlerle çalışan bir okutman olarak söyleyebilirim ki pek iyi yol gösteremiyoruz çocuklarımıza…
Çizimlerinden, renklerinden gözlerini alamadığım sürekli resmeden çocuklar… Kulaklığından tınılarını duyduğum müzikle hayali enstrümanlarına notalar basan çocuklar… Hep hayallerinden, yeteneklerinden çok uzak bölümlerde… Ya da üniversite son sınıfta, bölümünü sevmediğine karar verip okulu bırakan, kendine sil baştan bir yol çizen çocuklar… Ve böyle onlarca, yüzlerce, binlercesi…
Söylemleri hep aynı… “Yanlış tercih yaptım”, “Ailem böyle istedi”, “Bölüme başlayana dek farkında değildim”, “Kimse doğru düzgün yol göstermedi”. Liste uzayıp gidiyor. Aslında onlar en azından durumun farkında olanlar. Bir de iş hayatına atılana dek, hatta bazen daha uzun yıllar gerçekten ne istediklerini bulamayanlar var…
Oysa çok zor değil hepimizin daha mutlu olduğu hayatlara uyanması, sevdiği işleri yapması. Biraz farkındalık sadece…
İşte tam bu noktada çok değerli buldum Eğitim Koçluğunu. Sihirli sorularla bizlere, çocuklarımıza katacağı farkındalığı…
“Senin tercihin mi?”
“Kontrolünde mi?”
“Gerçekçi mi?”
“Anlamı ne?”
“Değerlerine uygun mu?”
Sadece hedef belirlerken yöneltilen bu birkaç kısa soru bile hayatlarımızda mucizevi dokunuşlar yaratabiliyor. Bizi, kendi hayatlarımızı nasıl yaşamak istediğimizi, bunun için neler yapabileceğimizi ya da yapmamız gerektiğini düşünmeye sevk ediyor. Bizi içimizdeki bilgeyle tanıştırıyor.
Bu yüzden çok kıymetli Aile ve Öğrenci Koçluğu. Doğru kanallar, bu işte uzman kişilerle her çocuğa, her gence, hatta her ebeveyne ulaşmalı.
Ve bizler birer eğitimci ve ebeveyn olarak izin vermeliyiz çocuklarımızın içseslerini dinlemelerine, yaşamlarını kendi istedikleri gibi kurgulayıp, sevgiyle sürdürmelerine…
Elgiz KAN ÇELENAY
Okutman
|